Tahammülsüzlük

İçinizde tahammül ettiğiniz çok fazla şey varsa dış dünyaya olan tahammülünüz de azalabilir.

Bazı içsel çatışmalar, bir kısmı farkında olduğumuz bir kısmı ise bilinçdışında kalanlar yoğun bir şekilde yaşandığında, bireyin ötekilere, günlük yaşantısına ve hatta kendisine karşı tahammülsüzleşmesine yol açabilir. Bunun sonucunda, bazen söylemler, bazen davranışlar ve hatta bazen yalnızca aklımızdan geçenler, bireyi suçluluk ve pişmanlık gibi duygularla baş başa bırakabilir. Tahammülsüzlüğe eklenen bu yoğun duygularla baş etmek zorlayıcı olabilir.

Dışarıdan gelen bir şey, içerideki hassas yerlere dokunduğunda, dışarıdan bakıldığında nedeni anlaşılmayan yoğun duygular hissedilebilir.

Buna neden bu kadar üzüldüğümüz, öfkelendiğimiz bir başkası tarafından da kendi kendimize de sorulabilir. Bu sorunun cevabını anlayabilmek için o şeyin içeride dokunduğu yerlere bakmak gerekir.

Aynı yerden yaralanmış bir bölgenin, tekrar o noktadan yara aldığı zaman daha az acıyacağını söylemek fiziksel yaralarımız için yanlış olabileceği gibi ruhsal “yaralarımız” için de öyledir. Aksine hassaslaşan bir yerin veya tekrar açılan bir yaranın daha çok acıdığı hissedilebilir.

İçsel çatışmalar, bireyin yorgun ve hassas olmasına, tahammülsüzleşmesine neden olabilir; bu da hem günlük yaşamı hem de ilişkileri etkileyebilir.