top of page

Başkalarına Adanırken Kendini Kaybetmek


ree

Hepimiz, varlığımızın bir şekilde başkaları tarafından onaylanması, değerli görülmesi ihtiyacını duyarız. Bu arayış, bazen kendimizi başkalarının ihtiyaçlarına adamakla şekillenebilir ve bu varlığımızı bir onaylatma çabası olabilmektedir. Ancak bu süreç, öz değerin dışsal bir onaya bağlı hale gelmesine ve kimliğimizin başkalarının beklentilerine göre şekillenmesine yol açabilir.


Bu davranış biçimi, kişinin içsel boşluklarını doldurma çabası olarak görülebilir. Birey, kimliğini başkalarının onayına dayalı inşa etmeye çalışırken içsel bir güvensizlik hissiyle karşılaşabilir. Dışarıdan gelen onay ve ihtiyaç duyulma hali, varlık değerini güvence altına alır gibi görünse de bu arayış öz değerin dışarıya bağımlı olmasına yol açabilir.


Bu durum bireyi başkalarının beklentilerine göre şekillenmeye ve zamanla kendi kimliğini kaybetmesine neden olabilir. Kendini bir başkasına adarken birey, derin bir yalnızlık ve kaybolmuşluk hissiyle karşılaşabilir. Özellikle dışsal onay görülmediğinde içsel boşluk daha da derinleşebilir.


Birey kendini başkalarının ihtiyaç duyduğu kişi rolüne adadığında, eksikliğini hissettiği figüre ait arzusunu başkalarında üstlenerek içsel boşluğunu doldurmaya çalışabilir. Ancak bu rolü üstlendiğinde, kendi ihtiyaçlarını yok sayan birine dönüşebilir.


Duygusal boşluklarını başkalarında doldurmaya çalışırken kısır bir döngüye girebilir çünkü bir eksiklik başkaları üzerine yansıtılıp karşılanmaya çalışıldığında gerçek bir tatmin sağlanamaz.


İçsel dengeyi bulabilmek, başkalarının taleplerine göre şekillenmektense önce, kendi gerçekliğimizi ve ihtiyaçlarımızı fark etmekten geçer. Kendi içsel doğruluğumuzla var olmak sağlıklı ilişkileri ve duygusal dengeyi sağlayabilmenin temelini oluşturur.

İletişim Bilgileri

0 (506) 364 21 54

Moda / Kadıköy / İstanbul

Nilsu Aydın Logo
  • Instagram
  • Facebook

2024 © Psikoterapist Nilsu Aydın. Design with ♥ by Post Art Production.

bottom of page